16 Mayıs 2010 Pazar

Hello Malatya, ne var ne yok orda?

Merhaba sevgili cheesecake'lerim.
Bugün uzuuun bir aradan sonra tekrar ders çalışmaya başladım ve benim için gerçekten çok zor oldu. 1982 anayasasının ebesini ninesini öğrenmemiz gerektiğinden şu an tam anlamıyla beynim sikildi. Çalışmaya hiç alışık olmayan bu bünyem Yasama'yı bitirdi sonunda ve seneye atanamazsam milletvekili olmaya karar verdim, o kadar öğrendik işe yarasın bari. Sevgili takipçilerim, canım yavrularımın da oylarını bekliyorum.
Aslında benim çalışmama hastalığım ilkokulda başladı. Baktım çalışmadan gayet idare edebiliyorum, notlarda iyi 'Böyle devam, baya ballısın sen yeaa.' diye kendimi gaza getirerek o balla üniversiteyi bile bitirdim taa ki kpss'ye gelene kadar. Ciddi anlamda çalışmadan olmuyor kardeşim bu sınav! ÖSS'yi (Öğrenci Sikme Sınavı) bile sikilmeden kazandım, KPSS'nin pipisi olmasa bile beynimi sikti. Beynim şu an 1.5 yıllık hamile, atanınca küçük beyinciklerimi sevgili öğrencilerimle paylaşmayı planlıyorum.
Her neyse günlük formatına geri döneyim en iyisi..Bugün çok feci bunalıma girdim, ''Kazanamıycam lan!  Atanamıycam! (ağlama efekti) Neyse yeaa hostes oluruz napalım.(Kendini avutma senaryoları)'' gibi triplere dahi girdim. Bildiğin ergenler gibiyim, vücudum çok garip tepkiler gösteriyor, sürekli PMS modunda gidiyorum. 
Ayrıca ders çalışmayınca çok sinirli olduğumu da farkettim, bu sınav beni aşırı atarlı bir kişilik yaptı ve son olarak yeni Calamity Jane olarak İstanbul sokaklarında fink atmaya karar verdim, hele bir de atanamıyım gidip komple Ankara'yı taramak da planlarım arasında. (Nasılsa hostes olucam ya uçak bileti beleşe gelir.) Sanırım bunalıma girmemin bir nedeni de dün gece yine çok içmem. Pazar mallığı depresyona sokuyor beni, zaten ayılamamışım bir de ders çalışma gerekliliği psikolojimi alt üst ediyor. Bir de alkoliklik yolunda emin adımlarla ilerlemekteyim, yeni adım Hostes Alkolik Calamity Aysun olacak, inanıyorum! Dünya tarihine geçicem ulan! Hikayelerim dilden dile dolaşacak!


Yok lan! Atanıcam ben, valla bak! 'Yürrrüüü be yavruum!'. Bak yine kendimle çelişmeye başladım, kendimle konuşmaya başlamam ise çok öncesine dayanıyor, çocukluğuma inip de içinizi baymıycam, tamam tamam korkmayın. 


Onu geçtim bazen sorularla da konuşuyorum ben, ah bu sınav kafamın içine etti. Sorularla aramdaki ilişki adeta abla-kardeş ilişkisi, mesela ; ''Sen kesin yanlışsın salak soru!''  ''Ulan seni yazanı bir bulsam ağzına sıçıcam böyle soru mu olur! '' Ayrıca bu tartışmalarda her seferinde ben haklı çıkıyorum ve sorunun üstünü karalıyorum 'Yanlış lan bu! Baksana kitapta da öyle yazmıyor ehhehe mal soru.'' gibi. (Baksana derken de kitapla konuşuyorum evet, bazen kitapla birlik olup soruları dövüyoruz.)
Yine konudan konuya atladım değil mi? Her neyse....
Aaa aklıma geldi! Kafamı bir yerlerde görürseniz selam söyleyin. Sınavdan sonra geri döndüğünde onu kitaplarım ve sorularımla bekliyor olacağım. (Okul çıkışı ağzına sıçıcaz oğlum senin. hohoho)

1 yorum:

  1. sevgili ülkemde eğitimin önünü tıkayan ve insanlarımızın eğitimini engellemek için mantıksız mantıklarla düzenekleştirilen tüm sebepler,olgular.kurallar ne varsa hepsine lanet olsun .

    YanıtlaSil

Yazılar hakkında atıp tutanlar