19 Mayıs 2010 Çarşamba

Dengesizler sarmış dört bir yanımı baktığım her yerde dingil duruyor.

Bu gün 19 mayıs canlarım,
Günün anlam ve önemine dair yazılan yüzlerce yazıdan bir tanesini yazmak isterdim lakin, o kadar dilinize sakız ettiniz ki yazmıyorum ulan! Bir öğretmen olarak yazmıyorum! Seneye atanınca çocuklara 19 Mayıs'ta amuda kalkmayı öğreticem var mı?
Evet, bugün gereksiz bir sinir stres hakim bünyemde. Aslında yalan söyledim, bugün değil dün de böyleydim. Hormonel olduğunu düşünsemde, gittikçe yaklaşan sınav ebemi skiyor sanırım. (ebemi severim, ona saygılar, kusuruma bakmasın.)
Herkesin tatil olduğu bugün matematik özel dersim vardı, mutlak değeri işleyerek mutlak suretle kafayı yemiş bulunmaktayım. Bir de o sikko dersten sonra, çok fena bir müzik dinledim FF'de. 'Of!' dedim ya 'İçeyim ben, içeyim de öleyim nolur!' dedim, sonra bir hıyar aldım ve soymadan yedim, bir süre evde öyle dolaştım. Hıyarı yedikten sonra yemek yapmaya karar verdim, çok süpersonik bir yemek yaptım. 'Kimseye yedirmiycem lan bu yemeği!' dedim kendi kendime, baksınlar da ağızları sulansın, gece uyurken yaptığım yemeği düşünsünler istedim, ama yediler, ibneler yediler bütün yemeğimi. Neyse.. Yine şarkıyı dinledim. 'İçeyim ya içeyim de öleyim dedim tekrar. Üstüne eski blogumdaki bir yazımı okudum (ki buraya da kopyaladım sonra), iyice kafam kaçtı.
Oğlum bu aşk meşk olayları ne saçma sapan şeyler lan. Onu geçtim yine bu sınav yüzünden aşık bile olamıyorum, olsam platonik olurum büyük ihtimalle, bir cumartesi dışarı çıkan insan ne aşkını yaşasın. (Aslında romantik olabilirdi lan, özlesin beni falan, amağn neyse.)
Evet, doğru anladınız, bugünkü konumuz ders falan değil, tamamiyle romantik yazıcam. Şimdi son 2 gündür benim tepemin tasını attıran, beyin damarlarımı genişleten, ağzımı bozan bir olay var, aslında olay değil durum demek daha doğru olur. Hiç kimse bana karşı açık değil lan, o kadar mı korkutuyorum karşımdakini anlamadım ki. ''Sen anlarsın, ben herşeyi çok açık anlattım aslında.'' mantığını sikiyim. Anlamıyorum oğlum, cidden anlamıyorum, psişik yapamadı daha beni bu sınav. Böyle alsa karşısına beni, konuşsa güzel güzel, valla insan yemiyorum, yemedim daha önce.(cidden yemedim).
(Of şu an yaşadığım olayı dipnot düşmezsem ölürüm. Karşı camdaki kız bağıra bağıra 'Beni sevmeyen ölsün gebersin inşallah!' diye bir bağırdı. Gebersin tabi lan, yürü kız kim tutar seni! Yaşın zaten en fazla 16, sen bu kafayla gidersen seksi rüyanda görürsün.)
Her neyse nerede kalmıştım... Hıh! Açık olmak. Ne kadar cana yakın, şirinbaba, mahmut tuncer bir insanım ben. Neden korkuyor insanlar benim ters bir tepki vermemden? Tamam çok kolay biri değilim. (yok lan bunu yazıya hafif karizma katsın diye yazdım).
Off! Aşırı daraldım şu an. Bu yazıya devam edemiycem sanırım, gidip Moskova'yı bombalıyım en iyisi, beni ancak o rahatlatır.

2 yorum:

  1. Merhaba bloguna tesadufen denk geldim. Seni anlayabiliyorum cunku eylul ekimden beri bende duzenli bir calisma icindeyim. Ben ogretmenlik mezunu degilim yalniz ama senin kadar olmasada uzun suredir gunluk bir calisma duzeni icindeyim. Bende hastaneye atanmaya ugrasiyorum. Ve artik icinde bulundugumuz aylarda bende gercekten bunaldigimi hissettim. Belki cok klise ve klasik olacak ama yilmamaliyiz sende hic sikma canini bu kadar calistiysan karsiligini alacaksindir merak etme :)

    Ali Ozan

    YanıtlaSil
  2. Güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim, umarım çalışan herkes hakettiğini alabilir. =)
    Ben de bu blogu şu sınav temposunda kafa dağıtmak için yazıyorum açıkçası, sınava kadar bir proje sadece. =)

    YanıtlaSil

Yazılar hakkında atıp tutanlar