1 Haziran 2010 Salı

Pasta

Tam 2 yıl 1 ay önce ''merakımdan'' bir pasta yaptım. Nedenleri niçinleri düşünürken bir bakmışım cevaplar pastaya dönüşmüş.


Tanıyanlar bilirler, ben pasta sevmem. 


Sırf sevmediğim için odamın en ücra köşesine koydum onu, bozulmasın diye içine kimyasallar kattım.


Yaparken içindeki çikolata görünümlü karanlık madde görünmesin diye rengarenk boyadım, maviler, pembelerle süsledim üstünü. 


İçtiğim gecelerde birazcık tattım, tadını alınca hala sevmediğimi, midemi bulandırdığını hissettim, yine eski yerine koydum onu, gözümün göremiyeceği en uzak yere.


Tam 1 ay sonra pastayı yemeye karar verdim. Bozulmuştur demeyin sakın! İçini öyle şeylerle doldurdum ki yıllar önce, bozulmasına imkan yok. Onu yerken ağzımın içi acıyacak biliyorum, midem bulanacak onu sindirirken.


Ama en güzel kısmı ne biliyor musunuz?


Beni zehirlese dahi artık onun orada olmadığından emin olacağım.


Midemin yıkanması için beni hastaneye götürdüklerinde gülümseyeceğim çünkü bedenimdeki her parçası silinirken ben aklımda yeni pastamın malzemelerini düşünüyor olacağım.


Not: Bu yazıda çelişkiler mi gördünüz? Biliyorum.

4 yorum:

Yazılar hakkında atıp tutanlar