13 Haziran 2010 Pazar

Sugar

Merhabaa cücüklerim,


Kaç gündür yazamadım size, bir bok yaptığımdan değil laptopun adaptörü bozuldu, eniştem onu türk usulü mavi elektrikçi bantıyla yapmasaydı, ağzımdan köpükler çıka çıka internet krizine girebilirdim.


Bu geçen günlerde karşı apartmandaki 2 ergen kız annelerine bağırmadı, bana pipisini göstermeye çalışan 5 yaşındaki velet hiç gözükmedi, evi artık 'Esra Eron'un programı mı?' diye aramıyorlar ki en çok buna üzülüyorum. Ne güzel orta yaşlı amcalar evi arayıp 'Emekliyim, 50-60 yaşları arası türbanlı hayat arkadaşı arıyorum.' diye bize bilgi bırakıyorlardı, telesekretere bile mesaj bırakmışlıkları var ama telefonlar kesildi çok monotonlaştı hayatımız.


Bu monotonluktan kurtulmak için gittim kısa kestirdim saçlarımı.
Kurtuldum mu? Hayır tabiki sadece para kazandırdım kuaförüme. (Allah'ım ne iğrenç bu kelime kuaför, kooför, kuoför. Bir de şöfer var ama bu konumuz dışı.)


Bu haftasonu annemlerin gelmesi sebebiyle evde bir bayram havası vardı, taa ki annem bir poşet okunmuş kesme şeker çıkarıp 'Sınava kadar bunları ye, sınav gününe de 2-3 tane bırak.' diyene kadar. 


O anda isyan etmem ve: 'Yeaa insan olips falan okutur! Bu ne be at mıyım ben! Kahveme falan atsam olur mu? Kahve için de 3 kuluvallabirelham okurum.' diye çemkirmem bir oldu.
İşin kötü kısmı 'Al, koy bunları odana.' demek suretiyle annemin beni hiç sallamamış olması.
Onu geçtim, gelirken bir de okunmuş 'su' getirecekmiş. 'Dolaba koyarım da soğusun, musluk suyu değil dimi yea?' diye sormam ve annemin yine beni hiç sallamamış olması da evdeki statümü gözler önüne sermekte.


Şimdi dolabımda bir poşet kesme şeker var. 
Alt katımıza yakışıklı birilerinin taşınmasını, şirin bir ifadeyle 'Evde şeker kalmadı siz de var mı?' dediklerinde 'Ay olmaz mı, buyruğn!' demek suretiyle okunmuş şekerlerimi 'Alleahım bunlar benim olsun.' şeklinde dualarımla onlara kakalama niyetindeyim. Tabi bu niyeti gerçekleştirmem için alt kata yakışıklı birilerinin taşınması gerek.


Aaaah aaaah! Hayat çok zor gönül dostları. Neyse ki annem okunmuş pirinç getirmeyecek, bu yüzden Ayşecik misali mutlu olup bu sıcakta şen şarkılar söyleyebilirim.


Hayır, aklım gayet yerinde.


Sadece hava parçalayıcı bulutsuz 30 derece ve sıcaktan beynim erimiş olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazılar hakkında atıp tutanlar