17 Ağustos 2010 Salı

Duvardaki sinek

Bazı erkekler karasinek gibidir; sadece vızıldarlar, zarar vermezler, hafiften rahatsız ederler o kadar. Bazılarıysa sivrisinek gibi; ısırdıkları an tatlı bir kaşıntı tutar, kaşıntı yavaş yavaş artar, kaşımaktan yara olur.




O yüzden karasinek kıvamındaki adamları çok rahat öldürürüz; sivrisinekler ise bizi bütün gece uyutmazlar, açtıkları yaranın izi kalır, birini öldürürsen diğeri sana zarar vermeye devam eder. Karasinek tipli adamları öldürdüğünde hemen yere düşerler, duvarda izleri kalmaz; diğerlerinin ise duvarda izleri kalır ve o sizin kanınızdır.





Bu yüzden derim ki ‘Kadın dediğin vurduğunda yere yapışacak’ cümlesi ‘Erkek dediğin vurduğunda duvara yapışacak.’ şeklinde değiştirilmelidir.






Çünkü biz kadınlar asla insanlara aşık olmalıyız; ‘ezik’ diye tabir ettiğimiz adam aslında ‘’karasinek’’tir, ‘’piç’’ler ise sivrisinek. Kanımızı içerler; sıktığımız sinek öldürücüler, sürdüğümüz ‘‘off’’ lar bir boka yaramaz, onlar istediklerinde biz fark etmeden sinsice yaklaşıp ısırırlar, kanımıza o kaşıntı verici maddeyi salarlar, kanımızda dolaşılar. Maddenin etkisi geçtiğinde bıraktıkları izleri görürüz, önce şişerler, sonra yara olurlar, yaralar kabuk bağlar, kabuklar ize dönüşür…






Bize ise sadece gece kalkıp o adamı öldürmek, duvarda duran kendi kanımızı izlemek, uykumuzun kaçması ve o yarayı kanatana kadar kaşımak, yaranın kabuk bağlamasını izlemek ve kabuğun ardından kalan izleri saymak kalır.

3 yorum:

Yazılar hakkında atıp tutanlar