17 Eylül 2010 Cuma

Peki ben?


Sabah (15.30)
 

Uyandım, daha doğrusu yüksek sesli TV yayını sayesinde uyandırıldım, KPSS ile ilgili haberler vardı, gözaltılar, kopyalar... Dinlemedim, kalktım kapadım, kendime bir kahve yaptım, beni en çok neşelendiren şarkıları açtım, bilirsiniz bazı şarkılar vardır, bir fincan kahve eşliğinde sabah dinlenir, gününüz güzel geçer, en azından öyle olmasını umuyordum.

17.30

Kahvemi bitirdim, bitirirken twitterda, orda burda bir kaç bir şey karaladım, müzik dinledim, gittim duş aldım. Günlerdir süren, belirsizliğin yarattığı depresyonu bugün bitirmeye kararlıydım. Gossip girl'ü izlememden kalan bir gazla elbise giydim, saçlarımı yaptım, mükemmel bir makyaj yapıp dışarı çıktım. Kulaklığı taktım, biraz yürüdüm, vitrinlere baktım, bir yere oturdum bir şeyler içtim, kuaföre gittim. Kendimi inanılmaz iyi hissediyordum, çünkü günlerdir evde pijamalarımla oturup sabaha kadar dizi izleyip, dizi izlemediğim zamanlarda 2 tane kitabı aynı anda okumaktan başka bir şey yapmıyordum, hepsini geçtim evden çıkmıyordum. Kendime bakmak iyi gelmişti, bir arkadaşıma uğradım, kahve içtik, ona ilişkiler hakkında tüyolar verip geyik yapıyorduk ki...

19.48

Babam aradı, eğitim bilimleri sınavı iptal olmuş. Konuşamadım, eve geliyorum dedim ve apar topar çıktım arkadaşımın evinden. Eve geldim, suratım nasıl allak bullak olduysa evdekiler hiç bir şey demediler. İnternete baktım, haberleri izledim, tek kelime edemiyordum. Bir arkadaşımı aradım ve beni kendime getirdi: 'Oturup daha iyi çalışıcaz, en fazla 1 ayda sınav yapılır zaten. Ayrıca tüm konuları biliyoruz, öncekinden de iyi alıcaz, bundan eminim.' dedi o gazla oraya buraya bir şeyler yazdım, küfür ettim, kavga ettim. Gittim arkadaşımdan bir kaç test kitabı aldım. İnternette bir kaç test çözdüm, güvenim kendime geldi. En azından öyle sanıyordum... Ağlama yetimi kaybettiğime bugün inanıyorum, filmler haricinde ağlayamıyorum artık. Uğradığım(ız) haksızlık karşısında küfür etmekten başka bir şey yapamıyorum, ağlasam belki şu göğsümün üstüne oturmuş fil kalkacak, nefes alabilicem. Herkes 'Yanındayız'', ''Bunu kesinlikle diğerinden de iyi yapacağına eminiz.'', ''Daha da iyi bir puan alacaksın, bu hırsından vazgeçme ki o kopyacılar günlerini görsünler.'' diyor, peki ben?

Çok korkuyorum.
Tam 4 saattir yanımda duran test kitaplarını açmaktan, yeniden aynı sıkıntıları yaşamaktan, Pavlov'dan, Skinner'dan, Freud'tan, Taba'dan, Tyler'dan, kelimelerden, şıklardan, aşağıdakilerden hiç bir şeyden korkmadığım kadar çok korkuyorum. Tüm planlarım yerle bir oldu, hayatım alt üst olmuş durumda, şu an sadece bu gerizekalı birgisayarın başında oturup yazabiliyorum. Hiç bir şey bilmiyorum. O kitaplar gözümün içine doğru bakıyorlar, o kitaplar göğsümün ortasına oturmuş durumda ve ben nefes alamıyorum.

Herkes bana güveniyor ama tüm söylediklerime rağmen, peki ben gerçekten kendime o kadar güveniyor muyum?

Bilmiyorum.

5 yorum:

  1. hakikaten kimle konuşsam aynı durumda...
    şu belirsizlik durumu adamı öldürüyor..

    YanıtlaSil
  2. Artık belirsiz değil, oturup çalışıcaz, başka yolu yok.

    YanıtlaSil
  3. sanırım tek doğru cümle geçmiş olsun oluyor.2-3 kendini bilmez yüzünden birsürü kişi bu eziyeti yaşamak zorunda kalıyor..istediğin küfrü etmekte serbestsin..gelecek sizin ellerinizde olacak ne de olsa örtmenim;)

    YanıtlaSil
  4. Gerçektende çok üzüldüm. İptal etmelerine imkan yok diyordum. Çünkü gerekçe gösterebilecekleri hiç bir hukuki dayanakları yok. Ancak olay bitmişti değil henüz. Bir ihtimal Birileri danıştaya iptal kararının iptali davasını açarsa durum değişebilir. Ne diyim kolay gelsin şimdiden.

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkür ederim desteğiniz için. Evet, bir çok insan dava açacak ama ben çalışmaya çalışıyorum, en azından deniyorum zor olsada, bu sefer netlerimi hiç bir yere yazmıycam, umarım iyi olur her şey. :)

    YanıtlaSil

Yazılar hakkında atıp tutanlar