18 Temmuz 2010 Pazar

Konsere giden asosyal kız



Bu yazımda gittiğim konserlerden bir kaç cümleyle bahsetmek istiyorum izninizle.

İlk olarak Imogen Heap:

Böyle bir ses yok, böyle bir aksan yok. 
Allah'ım bir konserde bir insan bu kadar mı mest olur, bildiğin herkes büyülenmiş gibiydi.
İşin kötü kısmı ise herkes büyülenmiş gibi hayran hayran izlerken, o ses beni yere yatırdı, mideme tekmeler savurdu. Acı içinde kıvrandım konser süresince, çünkü Imogen'ı keşfetmem ve dinlediğim dönemler 2.5 öncesine dayanıyor. Nasıl canım yanmış diyorum, o acıyı konserde son kez hissettim, son kez olduğuna bu sefer emin oldum, mutlu etti beni, huzurla doldu midemdeki ve kalbimdeki o boşluklar.

İkinci olarak Massive Attack:

Mükemmel bir sahne performansı, her ne kadar kafamız aşırı ötesi güzel olsa, sahnede yazılardan oluşan showu arkadaşlarıma okutmak zorunda kalsam da (Yazılar aşk-ı memnuyla başlıyordu, Türkiye gündemini meşgul eden her geyiği yazmışlar, baya keyifliydi) kaçırılmayacak bir konserdi.Kaçırdıysanız sizin kaybınız, vicdan azabı çekin, böyle 'Ah ulan! Neden kaçırdım!' diye kendinizi yerden yere vurun ki bir daha gelirlerse kaçırmayın. Artı olarak bir kadın vardı, science-fiction kıvamında 2 metre, hayır bir de kadın güzeldi ama aşırı iriydi, cidden 2 metreydi. Biz korktuk sanırım biraz, biz korksak bile o kadın konserden bir yatla ayrıldı, bizse 2 kişi vapura bindik. Vapurun en arka köşesinde yaşadığımız tramva da görülmeye değerdi. Biz 'Niye yine ikimiz kaldık yeaa! böhüböböböhühü' deyip dönüş yolunda 'notwist' dinleyince, haliyle kafamız kaçtı, küçük çapta bir klip çektik ve sonrasında beyin felci geçirdik.

Son olarak Faithless:

Açıkçasını söylemek gerekirse en çok bu konserde eğlendim. Size bir tavsiye olmeca gold içmeyin! Sakın! Allah'ım o nasıl iğrenç bir içkidir, biz de ilk başta şaşırdık neden kapıda fiş veriyorlar diye. Böyle shot bardağı dağıtan uzun bacaklı kızlar falan, 'OoOoOoo!' dedik (evet büyüklü küçüklü dedik) bu gece tekila kafası yaşıycaz. NAH yaşıycaz! O ne mına koyiğm ciğerimi yaktı, midemi bulandırdı, insanı içkiden soğutur, bir shotı zor içtim, elimizde kalan bir sürü beleş tekila fişi de cabası. Neyse ki bira falan içtikte kafamız güzel oldu. Sahne önü biletini de 150 yerine 40 liraya almam ve 'Basınım ben yeaaa!' şeklinde sahne önüne geçmem de pek şahane oldu. Abeciyim ya, ille yapıcam görgüsüzlüğümü. 

Konser sonrası da taksimde dansa devam edince, bu asosyalliğe alışmış bünye iflas etti ve bütün gün spor yapmışçasına BACAKLARIM ET KESTİ. Ulan sen gez böyle cool cool o konser senin bu konser benim, sonra bacakların et kesiği olsun, şimdi yürüyemiyorum. Ayaklarımdaki yaralar da cabası, malum süslenicem, güzel ayakkabı giyicem ya anatomisi bozuldu ayaklarımın böyle bir acayip oldular, spor ayakkabı bakımına aldım onları, 1 haftaya tipi düzelsin diye. 

Kızım senin neyine bu kadar gezmek, otur evinde, senden geçmiş. Ama yook ille gezicem, bütün yıl evde oturdum ya dürtüyorlar. 

Bir de son bir şey...
Kalbimden 'küt küt küt küt küt' diye sesler, ritm bozuklukları gelmeye başladı.
Umarım iyiye işarettir, midemdeki kelebekler beklemede.
Bu da sonraki yazı konusu olsun.

3 yorum:

  1. Bana final den bahset. Davulcu davulunu çaldımı hocam?

    YanıtlaSil
  2. Çayırlara salınan kuzular gibi çifteler atarak tadını çıkartıyorsun kpss sonrası özgürlüğün Oh ne ala (:

    YanıtlaSil
  3. ekuzu çalmazmı evladım ya, mest olduk.

    piçliğine yazdım zaten bu yazıyı bütün yıl insanların eventlarını gözümde yaşlar ders çalışırken uzaktan izledim, şimdi sıra bende! kljdfsldf

    YanıtlaSil

Yazılar hakkında atıp tutanlar