20 Temmuz 2010 Salı

Doğayı gördüm

Siz şu an o apartman katlarına sıkışmışken, ben bu yazıyı evimin bahçesinde, armut koltuğa yayılmış şekilde, çıplak ayakla çimlere basarken yazıyorum.


Laptopun ve benim üzerime karıncalar tırmanıyor, az önce bir uğur böceği kovaladım 'Gel yavrum, gel bak şarkı söylüycem sana, uuuç uuuç böcekçiiik.' diye ama kaçtı. Sanırım sesim pek güzel değil, ama olsun inanılmaz huzurluyum. Resmen kafam kaçtı, ceviz ağacına bakıp 'Oha oğlum lan bu doğa ne güzel şey.' diye konuşuyorum. Sağ tarafımda ise babamın çimlerden yarattığı şaheser mevcut, benim, yeğenimin ve ablamın adını yazdı çimlerden kocaman şekilde, onun fotoğrafını da bir dahaki yazımda buraya iliştirmek istiyorum. Çünkü bu şekilde bir babaya sahip olduğum için çok şanslıyım.


Bir de bu armut koltuk olayı var. Ne güzelsin oğlum sen böyle, ne rahatsın, sandalyeleri kırıcam evdeki, tek sen kal, tek aşkım sen ol diye. Bir de bizim bahçedeki karıncalar biraz sapık sanırım, tshirtümden içeri girmeye çalışıyor piçler, garip garip hareketler yapmaya başladım bahçede, tabi yine kendi kendime konuşarak.


Bunu yazıyı da piçliğine yazıyorum sanırım çünkü bu yıl o apartman dairesinin içinde o kadar sıkıntılı günler geçirdim ki bu şekilde bir huzuru özlemişim. Elektrik süpürgesiyle konuşmak yerine karıncayla ya da ceviz ağacıyla konuşmak iyi geldi.


Şimdi 'Neden insanlarla konuşmuyorsun manyak mısın lan?!' diyeceksiniz, onlarla da konuşuyorum sanırım ama bunun tadı bir başka, kendi kendine konuşurmuşcasına başka bir nesneyle ya da bitkiyle konuşmak.


İç sesimi dinlemenin de başka bir yolu bu, konuşmadan duramam çünkü ben, sürekli insanlarla konuşmak bir süre sonra yoruyor, kendimi anlamanın başka bir çeşidini de bu şekilde buldum ben de.


Şu an ne insanları anlamak, ne küçük hesapları düşünmek, ne de hayatla alakalı başka bir problemi kafama takmak istiyorum, sadece duruyorum ve bunu 2 yıldır inanılmaz özlemişim. Kafamda sınav, gelecek derdi olmadan sadece durmak.


Önceki yazımda kalbimden 'küt küt küt' şeklinde sesler geliyor, ritm bozuklukları yaşıyorum demiştim ya, ne yazık ki hala devam ediyor. Doğru olup olmadığını bilmiyorum şu anda, hayatımda ilk defa 'Ulan kanka ayağı göt ayağına dönsün.' diye düşünüyorum, ama olmayacak sanırım. Belki de ben karamsarım, şu an onu bile kafama takmak istemiyorum, istemesemde arada aklıma gelmiyor değil.


Ah hep kendimle çelişiyorum, ne yaptığım belli değil, mesela bu yazıyı yazarken aklıma geldi yine ve vücudum garip reaksiyonlar vermeye başladı. Of bilmiyorum. Neler olacak hiç kestiremiyorum. Sadece umarım bu sefer  bir arkadaşımın da dediği gibi 'Beni üzecek, yıllarca süründürecek bir piç kurusuna.' rastlamışımdır.

5 yorum:

  1. özet geç kızım çok uzun bu üşendim (:

    YanıtlaSil
  2. Ahahha diyorum ki tatildeyim. Yatıyorum, huzurluyum mutluyum, okuyun da kıskanın, bütün yıl kıçım çıktı çalışırken. dkjdf

    YanıtlaSil
  3. bu yazının akıbeti belli oldu okumadan herkes bi boka benzememiş desin sgdyuadg
    nispet yaparsın hee
    sana puanım 0 kanka sgdyag

    YanıtlaSil
  4. sdlfkjsdljfs Piçliğine yazdım zaten, facebookta @bodrum, @kars @tunceli statuslarından sıkıntı geldi, artık ben de tatildeyim oh. Olmuş bu diyin. Tıklayın çok oldu bu yazı. ahah

    YanıtlaSil
  5. off ya acayip özendim bu yazıya,bende armut koltukta çimlere basıp sabahlara kadar travian oynamak istiyorum...ceviz ağacının ağır gölgesinde saatlerce uyumak... hay amk böyle şansın...

    YanıtlaSil

Yazılar hakkında atıp tutanlar